İhtiyaç değerlendirmesi süreci dört işlevi yerine getirir:
- Belli bir çalışmayla ilgili ihtiyaçları belirler, başka bir deyişle, hangi problemlerin performansı etkilediği bulunur.
- Önemli ihtiyaçlar belirlenir. Bunlar önemli ve çalışmayı ya da eğitimsel ortamı bozan problemlerdir.
- Ne tür bir müdahale yapılacağının belirlenmesinde öncelikleri oluşturur.
- Öğretimin etkisini değerlendirmek için veri tabanı oluşturabilir.
İHTİYAÇ = BEKLENEN KOŞULLAR – VAR OLAN KOŞULLAR
İhtiyaç, beklenen ile var olan koşullar arasındaki fark olarak tanımlanabilir.
Öğretim tasarımcıları, mevcut performansın beklenen performansa ulaşmadığı durumlarla ilgilenir.
İhtiyaç Türleri ve Veri Kaynakları
İhtiyaç değerlendirmesi, planlanması ve düzenlenmesinde 6 ihtiyaç türü (Burton & Meril, 1991) kullanılır. Bunlar, tasarımcılara toplanacak bilgi türünü belirleme ve ihtiyaçları sınıflamada bir araç olarak yardımcı olur.
Normatif İhtiyaçlar
Karşılaştırmalı İhtiyaçlar
Hissedilen İhtiyaçlar
İfade Edilen İhtiyaçlar
Önceden Tahmin Edilen ya da Geleceğe İlişkin ihtiyaçlar
Acil İhtiyaçlar
Bu Blogda Ara
26 Mart 2011 Cumartesi
İhtiyaç Belirleme Teknikleri
1. Delphi (anket) Tekniği :
Uzmanların ortak görüşlerine başvurmaktır Özellikle gelecekte nelere ihtiyaç olacağını belirlemeye yarayan tekniktir. Uzmalar bir araya getirilmez, mektup vb. yönletmlerle ortak görüşleri alınır. Anketlerden de yararlanılır. Uzmaların birbirinden bağımsız ve özgün görüşler ileri sürmesi önemsenir. Ekonomik bir tekniktir.
2. Progel (Dacum) Tekniği :
En son oluşturulan ve en sık kullanılar tekniktir. Meslekler, beceri profillerine ayrılarak, yeterlilikleri saptanır ve programlar bu yeterliliği içerip içermediği açısından gözden geçirirlir. Progel tekniği kısa sürede uygulanabilir. Süreçte panel, beyin fırtınası, alan taraması ve gözlem gibi etkinliklerden yararlanılır.
3. Meslek-İş Analizi :
Progel'e benzer ancak daha uzun zamanda sonuç alınır. Meslekler, yeterlilikleri bağlamında basamaklandırılır. Bir yeteneğin hangi basamaklar sonucunda oluştuğu belirlenir. Bu açıdan ihtiyaç tespit edilir.
4. Gözlem :
Programın ihtiyaçlarının neler olduğu doğal uygulama alanı olan okullarda incelenir. Böylece ihtiyacın ne olduğu tespit edilir. Gözlem sonuçları raporlaştırılır.
5. Görüşme :
Bir uzman, öğrencilere yazılı veya sözlü görüş alışverişinde bulunarak ihtiyacı belirler.
6. Ölçme Araçları :
Test ve anketler kullanılarak, ihtiyacın neler olduğu belirlenir.
7. Kaynak Tarama :
İhtiyaçları belirlemek için çeşitli kaynaklara başvurulur. Bunlardan literatür taramada, o alanda yazılmış eserler ve makaleler gözden geçirilir. Raporların incelenmesinde teftiş raporları incelenerek program hakkında değerlendirmeler de ele alınır. Eski programın gözden geçirilmesinde ise eski program gözden geçirilerek hatalı ve doğru yönleri tespit edilir.
Uzmanların ortak görüşlerine başvurmaktır Özellikle gelecekte nelere ihtiyaç olacağını belirlemeye yarayan tekniktir. Uzmalar bir araya getirilmez, mektup vb. yönletmlerle ortak görüşleri alınır. Anketlerden de yararlanılır. Uzmaların birbirinden bağımsız ve özgün görüşler ileri sürmesi önemsenir. Ekonomik bir tekniktir.
2. Progel (Dacum) Tekniği :
En son oluşturulan ve en sık kullanılar tekniktir. Meslekler, beceri profillerine ayrılarak, yeterlilikleri saptanır ve programlar bu yeterliliği içerip içermediği açısından gözden geçirirlir. Progel tekniği kısa sürede uygulanabilir. Süreçte panel, beyin fırtınası, alan taraması ve gözlem gibi etkinliklerden yararlanılır.
3. Meslek-İş Analizi :
Progel'e benzer ancak daha uzun zamanda sonuç alınır. Meslekler, yeterlilikleri bağlamında basamaklandırılır. Bir yeteneğin hangi basamaklar sonucunda oluştuğu belirlenir. Bu açıdan ihtiyaç tespit edilir.
4. Gözlem :
Programın ihtiyaçlarının neler olduğu doğal uygulama alanı olan okullarda incelenir. Böylece ihtiyacın ne olduğu tespit edilir. Gözlem sonuçları raporlaştırılır.
5. Görüşme :
Bir uzman, öğrencilere yazılı veya sözlü görüş alışverişinde bulunarak ihtiyacı belirler.
6. Ölçme Araçları :
Test ve anketler kullanılarak, ihtiyacın neler olduğu belirlenir.
7. Kaynak Tarama :
İhtiyaçları belirlemek için çeşitli kaynaklara başvurulur. Bunlardan literatür taramada, o alanda yazılmış eserler ve makaleler gözden geçirilir. Raporların incelenmesinde teftiş raporları incelenerek program hakkında değerlendirmeler de ele alınır. Eski programın gözden geçirilmesinde ise eski program gözden geçirilerek hatalı ve doğru yönleri tespit edilir.
22 Mart 2011 Salı
Moodle Nedir?
Moodle, herkesce kullanılabilecek bir çevrimiçi ders yönetim sistemidir. Moodle açık kaynak kodlu ve ücretsiz bir yazılımdır. Moodle kelimesi açılımı 'Modular Object Oriented Dynamic Learning Environment' olup Esnek (Modüler) Nesne Yönelimli Dinamik Öğrenme Ortamı olarak çevrilebilir.
En önemli özelliği, herkes tarafından (öğretmen, öğrenci) çok kolay şekilde kullanılmasıdır. 209 ülkede 81 dilde desteği mevcuttur.Çok büyük bir tematik topluluğa yani geliştirici ve son kullanıcı eğitmenlerden oluşan (yanlızca kendi sitesinde 839,119 kayıtlı üye) kitleye sahiptir. Geniş geliştirici kitlesi nedeniyle ürün yaşam çevrimi çok hızlıdır. Yani çok kısa sürede yeni sürümler geliştirilmektedir. Sistem hem Windows hem de Linux sistemleri altında çalışmaktadır.
Sistem, sadece tek bir kurs veren kullanıcılar tarafından kullanılabildiği gibi 1,000,000 öğrencili ve binlerce kursu barındıran kurumlara hizmet verebilmektedir. Kategorisindeki ticari paketlerle yarışmakta olup eğitim sektöründe büyük bir paya sahiptir. (http://www.webct.com/ ve http://www.blackboard.com/)
Bu konuda bir kaynak indirmek için tıklayınız...
Daha fazla bilgi edinmek için
http://www.moodle.org/
http://www.moodle.com/
En önemli özelliği, herkes tarafından (öğretmen, öğrenci) çok kolay şekilde kullanılmasıdır. 209 ülkede 81 dilde desteği mevcuttur.Çok büyük bir tematik topluluğa yani geliştirici ve son kullanıcı eğitmenlerden oluşan (yanlızca kendi sitesinde 839,119 kayıtlı üye) kitleye sahiptir. Geniş geliştirici kitlesi nedeniyle ürün yaşam çevrimi çok hızlıdır. Yani çok kısa sürede yeni sürümler geliştirilmektedir. Sistem hem Windows hem de Linux sistemleri altında çalışmaktadır.
Sistem, sadece tek bir kurs veren kullanıcılar tarafından kullanılabildiği gibi 1,000,000 öğrencili ve binlerce kursu barındıran kurumlara hizmet verebilmektedir. Kategorisindeki ticari paketlerle yarışmakta olup eğitim sektöründe büyük bir paya sahiptir. (http://www.webct.com/ ve http://www.blackboard.com/)
Bu konuda bir kaynak indirmek için tıklayınız...
Daha fazla bilgi edinmek için
http://www.moodle.org/
http://www.moodle.com/
SWOT analizi nedir?
Yönetim, örgütün iç, endüstri ve makro çevreleri hakkında topladığı ham bilgilerden örgütün çevresinin genel bir resmini çizer. Ancak örgütün çevrelerinin yorumlanabilmesi ve bunların örgüt için ne anlama geldiklerinin anlaşılabilmesi için çevresel faktörlerin sistematik olarak değerlendirilmesi gerekir. Bu sayede örgütün çevresini anlamak ve yönetmek mümkün olur.SWOT analizi bunu gerçekleştirmenin bir yoludur.
Türkiye'de de her geçen gün daha çok uygulanan SWOT analizi, işinizle ilgili alanlarda güçlü ve güçsüz yanlarınızı görmenizi, gelecekte sizi bekleyen fırsatlar ve tehlikelere karşı hazırlığınızı bugünden yapmanızı sağlar. SWOT analizi 4 adımdan oluşur:
S
(Strenghts-Kuvvetli taraflar) Şirketinizin güçlü olduğu yanlar neler? Kuvvetli olduğunuz yanları bulmak için, yeteneklerinizi, potansiyellerinizi, pazarlama gücünüzü, finansal gücünüzü, pazardaki deneyiminizi vb. değerlendirin.
W
(Weaknesses-Güçsüz yanlar) Güçsüz olduğunuz yanlar neler? Mali zorluklarınızı, pazardaki deneyimsizliğinizi, personel yetersizliğinizi vb. değerlendirin.
O
(Opportunities-Olanaklar) Şirketiniz için hangi olanaklar mevcut? Şu anda faaliyet gösterdiğiniz alanla ilişkili bir başka alanda büyüme olanağınızı, kişisel ilişkilerinizin size sağladığı gücü, mali desteklerinizi vb. değerlendirin.
T
(Threats-Tehlikeler) Gelecekte sizi hangi tehlikeler bekliyor? Mali kriz olanaklarını, en değerli personelinizi kaybetme riskini, müşterilerinizi rakip şirkete kaptırma riskini vb. değerlendirin.
Güçlü Yönlerin Saptanmasında
*Üstün noktalarım nelerdir ?
*Neleri iyi yaparım ?
*Başkaları, güçlü yanlarım olarak neleri görmekteler ?
*Hangi tür işleri daha iyi yapıyorum?
Zayıf Yönlerin Saptanmasında
*Neleri kötü yapıyorum ?
*Neleri iyileştirmeye gereksinimim var ?
*Başkaları hangi konularda benden daha iyiler ?
*Başkalarının gözüyle ne gibi zayıflıklarım var ?
Fırsatların Saptanmasında
*Çevremde ne gibi ilginç gelişmeler yaşanıyor, neler olup bitiyor ?
*Önümde duran fırsatlar neler?
~Fırsat yaratan kaynaklar nelerdir ?
–Teknoloji ve pazarda oluşan değişimler
–Hükümet politikalarındaki değişiklikler
–Sosyo-kültürel yapıdaki değişimler
–Yerel olaylar
Tehditlerin Saptanmasında
*Önümde ne gibi engeller var ?
*Rakiplerim ne durumdalar ?
*İş, ürün veya hizmet standartlarında her hangi bir değişim söz konusu mu ?
*Değişen teknoloji her hangi bir şekilde beni tehdit ediyor mu ?
*Finansal sorunlarım var mı, yoksa hangi durumlarda çıkabilir?
Türkiye'de de her geçen gün daha çok uygulanan SWOT analizi, işinizle ilgili alanlarda güçlü ve güçsüz yanlarınızı görmenizi, gelecekte sizi bekleyen fırsatlar ve tehlikelere karşı hazırlığınızı bugünden yapmanızı sağlar. SWOT analizi 4 adımdan oluşur:
S
(Strenghts-Kuvvetli taraflar) Şirketinizin güçlü olduğu yanlar neler? Kuvvetli olduğunuz yanları bulmak için, yeteneklerinizi, potansiyellerinizi, pazarlama gücünüzü, finansal gücünüzü, pazardaki deneyiminizi vb. değerlendirin.
W
(Weaknesses-Güçsüz yanlar) Güçsüz olduğunuz yanlar neler? Mali zorluklarınızı, pazardaki deneyimsizliğinizi, personel yetersizliğinizi vb. değerlendirin.
O
(Opportunities-Olanaklar) Şirketiniz için hangi olanaklar mevcut? Şu anda faaliyet gösterdiğiniz alanla ilişkili bir başka alanda büyüme olanağınızı, kişisel ilişkilerinizin size sağladığı gücü, mali desteklerinizi vb. değerlendirin.
T
(Threats-Tehlikeler) Gelecekte sizi hangi tehlikeler bekliyor? Mali kriz olanaklarını, en değerli personelinizi kaybetme riskini, müşterilerinizi rakip şirkete kaptırma riskini vb. değerlendirin.
Güçlü Yönlerin Saptanmasında
*Üstün noktalarım nelerdir ?
*Neleri iyi yaparım ?
*Başkaları, güçlü yanlarım olarak neleri görmekteler ?
*Hangi tür işleri daha iyi yapıyorum?
Zayıf Yönlerin Saptanmasında
*Neleri kötü yapıyorum ?
*Neleri iyileştirmeye gereksinimim var ?
*Başkaları hangi konularda benden daha iyiler ?
*Başkalarının gözüyle ne gibi zayıflıklarım var ?
Fırsatların Saptanmasında
*Çevremde ne gibi ilginç gelişmeler yaşanıyor, neler olup bitiyor ?
*Önümde duran fırsatlar neler?
~Fırsat yaratan kaynaklar nelerdir ?
–Teknoloji ve pazarda oluşan değişimler
–Hükümet politikalarındaki değişiklikler
–Sosyo-kültürel yapıdaki değişimler
–Yerel olaylar
Tehditlerin Saptanmasında
*Önümde ne gibi engeller var ?
*Rakiplerim ne durumdalar ?
*İş, ürün veya hizmet standartlarında her hangi bir değişim söz konusu mu ?
*Değişen teknoloji her hangi bir şekilde beni tehdit ediyor mu ?
*Finansal sorunlarım var mı, yoksa hangi durumlarda çıkabilir?
11 Mart 2011 Cuma
Öğretim Tasarımında Yer Alan Ögeler
Program kimin için geliştirilecek? (öğrenenin özellikleri)
Öğrenenlere ne öğretmek istiyoruz? (hedefler)
Konu ya da beceriler en iyi nasıl öğretilir? (öğrenme/öğretme yöntem ve etkinlikleri)
Uygulama süreçleri ve kararları
Ne öğrendiler/ne kadar öğrendiler? (değerlendirme süreci)
Öğretim tasarımının çerçevesini oluşturan bu beş öğe öğrenenin özellikleri, hedefler, yöntemler ve değerlendirmedir
Öğrenenlere ne öğretmek istiyoruz? (hedefler)
Konu ya da beceriler en iyi nasıl öğretilir? (öğrenme/öğretme yöntem ve etkinlikleri)
Uygulama süreçleri ve kararları
Ne öğrendiler/ne kadar öğrendiler? (değerlendirme süreci)
Öğretim tasarımının çerçevesini oluşturan bu beş öğe öğrenenin özellikleri, hedefler, yöntemler ve değerlendirmedir
Öğretim Tasarımında Kim Kimdir?
TASARIM SÜRECİNDE ROLLER ŞU ŞEKİLDEDİR
1.Öğretim Tasarımcısı
2.Öğretmen
3.Konu Alanı Uzmanı
4.Değerlendirme Uzmanı
Öğretim Tasarımcısı:
Öğretim tasarımının kordinasyonundan sorumlu kişidir.
Öğretmen:
Öğretimin verileceği öğrenci özelliklerinin belirlenmesinden sorumludur. Aynı zamanda öğretim programları konusunda bilgisi de vardır.
Konu Alanı Uzmanı:
Tasarımın gerçekleştirileceği konuda uzman olan kişidir.
Değerlendirme Uzmanı:
Ön test son test hazırlanarak öğrenmenin değerlendirilmesi için ölçme araçlarını geliştirmede personeli destekleyen programın denenmesi sırasında veri toplanması ve yorumlanmasından sorumlu kişidir. Program uygulanırken ise programın yeterliliğini belirleyen kişidir.
1.Öğretim Tasarımcısı
2.Öğretmen
3.Konu Alanı Uzmanı
4.Değerlendirme Uzmanı
Öğretim Tasarımcısı:
Öğretim tasarımının kordinasyonundan sorumlu kişidir.
Öğretmen:
Öğretimin verileceği öğrenci özelliklerinin belirlenmesinden sorumludur. Aynı zamanda öğretim programları konusunda bilgisi de vardır.
Konu Alanı Uzmanı:
Tasarımın gerçekleştirileceği konuda uzman olan kişidir.
Değerlendirme Uzmanı:
Ön test son test hazırlanarak öğrenmenin değerlendirilmesi için ölçme araçlarını geliştirmede personeli destekleyen programın denenmesi sırasında veri toplanması ve yorumlanmasından sorumlu kişidir. Program uygulanırken ise programın yeterliliğini belirleyen kişidir.
10 Mart 2011 Perşembe
Öğretim Tasarımı Modelleri ve Amacı
Eğitim programlarını şekillendirmede, öğretim materyallerini düzenlemede, sınıfta ve diğer durumlarda öğretimi yönlendirmede kullanılabilen planlardır. Öğretme modelleri, öğrenmeyi en etkili ve verimli olarak sağlayabilmek için öğrenme düzeyini etkileyen önemli değişkenleri ve bunlar arasındaki ilişkileri açıklamaktadır.
Öğretim tasarımında temel yaklaşımlar geleneksel yaklaşım ve yapılandırmacı yaklaşımdır.Her iki yaklaşımda da benzer süreçler var.Bunlar; analiz,tasarım,geliştirme,uygulama ve değerlendirme. Tabi burada daha çok aktif olmayı ve öğretmeni temel unsur olmaktan çıkaran anlayışıyla bence daha kullanılabilinir bir yaklaşım.Ayrıca geleneksel yaklaşım değerlendirme aşamasında öğrencinin ne bildiği ve nasıl bildiğini sorgularken yapılandırmacı yaklaşımda nasıl öğrendiği ve öğrenilenin farkındalığı değerlendirme konusudur.
Addie modelinde ilk olarak hedef kitle ve ihtiyaçları belirlenir.Daha sonra en uygun ortam ve yöntem seçilir.Geliştirmede bilgiler verilir ve etkinlikler planlanır.uygulamadan sonra ise geleneksel yöntemlerle bir değerlendirilmeye gidilir.
Dick ve Carey Modeli ölçüt tabanlı değerlendirme ve materyal seçme gibi konularda addie modeline benzemektedir.
Assure modelinde önce öğrenci analizi yapılır ve kazanımlar belirlenir.Materyaller belirlendikten sonra bunlardan yararlanarak öğrencinin katılımı sağlanır.Değerlendirme gözden geçirme aşamasından sonra varsa gerekli düzeltmeler yapılır.
Seels modelinde diğer modellerdeki temel basamaklardan farklı olarak oldukça fazla dönüt ve etkileşime yer verilmiştir.Böylece öğrenci üzerindeki izlerin kalıcılığı artırılır.
Smith ve Ragan Modelinde analiz aşamasında bütün unsurlar analiz ediliyor.Daha sonra yöntem belirlendikten sonra değerlendirme yapılıyor.
Ayrıntılama kuramı ise öğreneni merkeze alan bir yaklaşıma sahiptir.
Arcs modelinde farklı olarak diğer modellere göre değişik bir basamak yapısı vardır.Burada öğrenenin dikkatini çekme ve sürekli kılma,ihtiyaçlar ve güdülenme,kişinin kendine güveni,kişisel doyum ve tatmin konusunda sorularla ortamı oluşturma gayretindedir.
Öğretim tasarımında temel yaklaşımlar geleneksel yaklaşım ve yapılandırmacı yaklaşımdır.Her iki yaklaşımda da benzer süreçler var.Bunlar; analiz,tasarım,geliştirme,uygulama ve değerlendirme. Tabi burada daha çok aktif olmayı ve öğretmeni temel unsur olmaktan çıkaran anlayışıyla bence daha kullanılabilinir bir yaklaşım.Ayrıca geleneksel yaklaşım değerlendirme aşamasında öğrencinin ne bildiği ve nasıl bildiğini sorgularken yapılandırmacı yaklaşımda nasıl öğrendiği ve öğrenilenin farkındalığı değerlendirme konusudur.
Addie modelinde ilk olarak hedef kitle ve ihtiyaçları belirlenir.Daha sonra en uygun ortam ve yöntem seçilir.Geliştirmede bilgiler verilir ve etkinlikler planlanır.uygulamadan sonra ise geleneksel yöntemlerle bir değerlendirilmeye gidilir.
Dick ve Carey Modeli ölçüt tabanlı değerlendirme ve materyal seçme gibi konularda addie modeline benzemektedir.
Assure modelinde önce öğrenci analizi yapılır ve kazanımlar belirlenir.Materyaller belirlendikten sonra bunlardan yararlanarak öğrencinin katılımı sağlanır.Değerlendirme gözden geçirme aşamasından sonra varsa gerekli düzeltmeler yapılır.
Seels modelinde diğer modellerdeki temel basamaklardan farklı olarak oldukça fazla dönüt ve etkileşime yer verilmiştir.Böylece öğrenci üzerindeki izlerin kalıcılığı artırılır.
Smith ve Ragan Modelinde analiz aşamasında bütün unsurlar analiz ediliyor.Daha sonra yöntem belirlendikten sonra değerlendirme yapılıyor.
Ayrıntılama kuramı ise öğreneni merkeze alan bir yaklaşıma sahiptir.
Arcs modelinde farklı olarak diğer modellere göre değişik bir basamak yapısı vardır.Burada öğrenenin dikkatini çekme ve sürekli kılma,ihtiyaçlar ve güdülenme,kişinin kendine güveni,kişisel doyum ve tatmin konusunda sorularla ortamı oluşturma gayretindedir.
9 Mart 2011 Çarşamba
Öğretim Tasarımının Tarihsel Gelişim Süreci
Kökleri 1920’lere dayanan ancak II. Dünya Savaşı ve sonrasında kullanımı ivmelenen öğretim tasarımı kavramı Gagne, Briggs, Flagan gibi psikologların bilgilerini sistematikleştirerek öğretim amaçlı kullanmaları ile başlamaktadır. Bu psikologlar savaş süresince ordudaki askerlere verilen eğitimler sırasında geliştirdikleri çeşitli yöntemler ile öğretim tasarımının temelini atmışlardır.
İlk Dönem (1920-1940)
Medya olarak görünen Öğretim Teknolojisi
1960 ve 1970’ler
Süreç olarak görünen Öğretim Teknolojisi
1990’lar
Süreç olmanın ötesinde görülen Öğretim Teknolojisi
Yeni Dönem (1990 sonları)
Medya, Sistematik Öğretim Tasarımı ve Performans Teknolojisinin rolünü kabul etme
Yakın Dönem (2000’li yıllar)
Öğretsel Tasarım ve Teknoloji
Geçmişi 30-40 yıla dayanan öğretim teknolojileri farklı dönemlerde çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Son yıllarda ise bu tanım performans teknolojileri ve öğretimsel olmayan unsurlarında sürece katılması ile “Öğretim Tasarımı ve Teknolojileri” olarak evrilmiştir
İlk Dönem (1920-1940)
Medya olarak görünen Öğretim Teknolojisi
1960 ve 1970’ler
Süreç olarak görünen Öğretim Teknolojisi
1990’lar
Süreç olmanın ötesinde görülen Öğretim Teknolojisi
Yeni Dönem (1990 sonları)
Medya, Sistematik Öğretim Tasarımı ve Performans Teknolojisinin rolünü kabul etme
Yakın Dönem (2000’li yıllar)
Öğretsel Tasarım ve Teknoloji
Geçmişi 30-40 yıla dayanan öğretim teknolojileri farklı dönemlerde çeşitli şekillerde tanımlanmıştır. Son yıllarda ise bu tanım performans teknolojileri ve öğretimsel olmayan unsurlarında sürece katılması ile “Öğretim Tasarımı ve Teknolojileri” olarak evrilmiştir
Öğrenme Öğretme Süreci
1. DERSE HAZIRLIK
Derse hazırlık aşaması; öğretmen hazırlığı ve öğrenci hazırlığından (düşünsel ve duyuşsal hazırlık ile teknik hazırlık) oluşmaktadır. Bu süreçte yapılması gereken çalışmalar aşağıda açıklanmıştır.
a. Öğretmen Hazırlığı
Eğitimde, öğretmenin ders için ön hazırlığı, amaca ulaşmada en önemli etkenlerdendir. Bu nedenle öğretmen,
·Öğrenme-öğretme sürecini planlamalı, zamanı iyi ayarlamalıdır.
·Her dersten en az bir hafta öncesinde yapılacak çalışma ile ilgili dokümanları, kullanılacak teknikle ilgili getirmeleri gereken malzemeleri öğrencilere bildirmelidir.
·Ele alınacak konuyla ilgili öğrencilerin düşünsel ve duyuşsal hazır bulunuşluluğunu sağlayacak hazırlıkları yapmalıdır.
·Öğretmen kendisinin yeterince hazırlanmadığı, inanmadığı, özümlemediği, duygusal ilişki kurmadığı bir konuyu öğrencilerine benimsetmesinin mümkün olmadığı bilinci içinde olmalıdır.
b. Öğrenci Hazırlığı
Öğrenme alanlarının ilgili kazanımlarına ulaşılabilmesi, için öğrencilerin derse hazırlık yapmaları gereklidir. Bu hazırlıklar:
Düşünsel ve Duyuşsal Hazırlık: Öğrenciler ele alınacak konu ile ilgili küçük araştırmalar yapmaya yönlendirilmelidir.
Teknik Hazırlık: Öğrencilerin, belirlenen teknik ve yönteme uygun, öğretmen tarafından önceden söylenen araç-gereç ve temizlik malzemelerini temin ederek derse hazırlıklı gelmeleri sağlanmalıdır.
2. UYARANLAR (Motivasyon)
Bu süreç öğrencilerin önceden edindikleri bilgileri harekete geçirmeye yönelik olmalıdır. Temel amaç öğrencinin derse karşı güdülenerek, istekli hale getirilmesidir.
·Süreç içerisinde, ele alınacak konu ile ilgili sorular sorulmalı, bu sorular yoluyla öğrencilerin günlük yaşamlarıyla ilişki kurulmalı, onların önceden edindikleri bilgileri hatırlamaları sağlanmalıdır.
·Öğrencilerin yeni edinecekleri bilgi ve becerilere ait özel önem taşıyan kavram ve sözcükler üzerinde bilgi, deneyim, düşünce ve görüşleri saptanmalıdır.
·Ders süresince öğrenilecek bilgiyi öğrencinin hayatında nerelerde kullanacağı ya da onlara hangi yeterlikleri kazandıracağı hakkında bilgi verilmeli, bu bilgilerin günlük hayatla bağlantısı kurularak öğrenciler derse karşı motive edilmelidir.
3. BİLGİNİN PAYLAŞILMASI
Bu süreç, öğrencilerin derste yapacakları çalışmalarla ilgili bilgilerin ortaya konduğu ve paylaşıldığı bölümdür.
·Öğrenciler yöneltilen sorularla, verilen örneklerle önceki bilgilerinden yola çıkarak zihinlerinde yeni bilgileri yapılandıracakları alanı oluşturmaktadırlar.
·Bu bölümde, ders sürecinde kullanılacak yöntem ve tekniklerle ilgili gerekli açıklamalar yapılmalıdır.
4. UYGULAMA
Bu aşamada öğretmen:
·Öğrencilerin ele alınan konuyu özgürce çalışarak ortaya koymaları için gereken ortamı hazırlamalıdır.
·Çalışmalarda zorlayıcı olmamalı, ancak tüm öğrencilerin çalışmaya etkin katılımını sağlayarak, birkaç ilgi çekme noktası ve uyaranı geliştirmelidir. Öğrencilerin çalışmalarına müdahale etmeden yönlendirecek bir rehber konumunda olmalıdır.
·Ders boyunca konsantrasyonlarını bozmadan ve onlara hissettirmeden öğrencileri denetlemeli gözlem yapmalı ve güvenlik önlemlerini almalıdır.
·Malzemesi olmayan ya da eksik olan öğrenciler için, sınıfta bir paylaşım ortamı oluşturmalıdır.
·Derse katılmak istemeyen, çeşitli nedenlerle derse yoğunlaşamamış öğrencilerin bireysel farklılıklara uygun, ilgilerini çekecek öğrenme ortamları yaratarak derse katılımları sağlanmalıdır.
5. DEĞERLENDİRME
Bu bölümde süreç ve sonuç değerlendirmeleri yer almalıdır. Süreç değerlendirmesi zamanında yapılmalıdır. Değerlendirmede; performans değerlendirme amacıyla hazırlanan çeşitli formlar, çeşitli sorular, yapılan çalışmalar, araştırma sonuçları, ürün dosyaları kullanılmalıdır. Öğrencilerin çalışmaları kesinlikle birbiriyle kıyaslanmamalıdır.Öğrencilerin yaptıkları çalışmalara yorum getirirken öğretmen olumsuz eleştirilerde ve kesin yargılarda bulunmamaya özen göstermelidir.
Derse hazırlık aşaması; öğretmen hazırlığı ve öğrenci hazırlığından (düşünsel ve duyuşsal hazırlık ile teknik hazırlık) oluşmaktadır. Bu süreçte yapılması gereken çalışmalar aşağıda açıklanmıştır.
a. Öğretmen Hazırlığı
Eğitimde, öğretmenin ders için ön hazırlığı, amaca ulaşmada en önemli etkenlerdendir. Bu nedenle öğretmen,
·Öğrenme-öğretme sürecini planlamalı, zamanı iyi ayarlamalıdır.
·Her dersten en az bir hafta öncesinde yapılacak çalışma ile ilgili dokümanları, kullanılacak teknikle ilgili getirmeleri gereken malzemeleri öğrencilere bildirmelidir.
·Ele alınacak konuyla ilgili öğrencilerin düşünsel ve duyuşsal hazır bulunuşluluğunu sağlayacak hazırlıkları yapmalıdır.
·Öğretmen kendisinin yeterince hazırlanmadığı, inanmadığı, özümlemediği, duygusal ilişki kurmadığı bir konuyu öğrencilerine benimsetmesinin mümkün olmadığı bilinci içinde olmalıdır.
b. Öğrenci Hazırlığı
Öğrenme alanlarının ilgili kazanımlarına ulaşılabilmesi, için öğrencilerin derse hazırlık yapmaları gereklidir. Bu hazırlıklar:
Düşünsel ve Duyuşsal Hazırlık: Öğrenciler ele alınacak konu ile ilgili küçük araştırmalar yapmaya yönlendirilmelidir.
Teknik Hazırlık: Öğrencilerin, belirlenen teknik ve yönteme uygun, öğretmen tarafından önceden söylenen araç-gereç ve temizlik malzemelerini temin ederek derse hazırlıklı gelmeleri sağlanmalıdır.
2. UYARANLAR (Motivasyon)
Bu süreç öğrencilerin önceden edindikleri bilgileri harekete geçirmeye yönelik olmalıdır. Temel amaç öğrencinin derse karşı güdülenerek, istekli hale getirilmesidir.
·Süreç içerisinde, ele alınacak konu ile ilgili sorular sorulmalı, bu sorular yoluyla öğrencilerin günlük yaşamlarıyla ilişki kurulmalı, onların önceden edindikleri bilgileri hatırlamaları sağlanmalıdır.
·Öğrencilerin yeni edinecekleri bilgi ve becerilere ait özel önem taşıyan kavram ve sözcükler üzerinde bilgi, deneyim, düşünce ve görüşleri saptanmalıdır.
·Ders süresince öğrenilecek bilgiyi öğrencinin hayatında nerelerde kullanacağı ya da onlara hangi yeterlikleri kazandıracağı hakkında bilgi verilmeli, bu bilgilerin günlük hayatla bağlantısı kurularak öğrenciler derse karşı motive edilmelidir.
3. BİLGİNİN PAYLAŞILMASI
Bu süreç, öğrencilerin derste yapacakları çalışmalarla ilgili bilgilerin ortaya konduğu ve paylaşıldığı bölümdür.
·Öğrenciler yöneltilen sorularla, verilen örneklerle önceki bilgilerinden yola çıkarak zihinlerinde yeni bilgileri yapılandıracakları alanı oluşturmaktadırlar.
·Bu bölümde, ders sürecinde kullanılacak yöntem ve tekniklerle ilgili gerekli açıklamalar yapılmalıdır.
4. UYGULAMA
Bu aşamada öğretmen:
·Öğrencilerin ele alınan konuyu özgürce çalışarak ortaya koymaları için gereken ortamı hazırlamalıdır.
·Çalışmalarda zorlayıcı olmamalı, ancak tüm öğrencilerin çalışmaya etkin katılımını sağlayarak, birkaç ilgi çekme noktası ve uyaranı geliştirmelidir. Öğrencilerin çalışmalarına müdahale etmeden yönlendirecek bir rehber konumunda olmalıdır.
·Ders boyunca konsantrasyonlarını bozmadan ve onlara hissettirmeden öğrencileri denetlemeli gözlem yapmalı ve güvenlik önlemlerini almalıdır.
·Malzemesi olmayan ya da eksik olan öğrenciler için, sınıfta bir paylaşım ortamı oluşturmalıdır.
·Derse katılmak istemeyen, çeşitli nedenlerle derse yoğunlaşamamış öğrencilerin bireysel farklılıklara uygun, ilgilerini çekecek öğrenme ortamları yaratarak derse katılımları sağlanmalıdır.
5. DEĞERLENDİRME
Bu bölümde süreç ve sonuç değerlendirmeleri yer almalıdır. Süreç değerlendirmesi zamanında yapılmalıdır. Değerlendirmede; performans değerlendirme amacıyla hazırlanan çeşitli formlar, çeşitli sorular, yapılan çalışmalar, araştırma sonuçları, ürün dosyaları kullanılmalıdır. Öğrencilerin çalışmaları kesinlikle birbiriyle kıyaslanmamalıdır.Öğrencilerin yaptıkları çalışmalara yorum getirirken öğretmen olumsuz eleştirilerde ve kesin yargılarda bulunmamaya özen göstermelidir.
8 Mart 2011 Salı
Ö.T. Sayıltıları
Öğretim Tasarımı Sürecinin Altında Yatan Sayıltılar Nelerdir?
Sayıltı 1:
Öğretim tasarım süreci hem sistematik bir yaklaşımı hem de plan üzerindeki ayrıntılarla uğraşmayı gerektirir.
Sayıltı 2:
Öğretim tasarım süreci belli bir ders geliştirme düzeyinde başlar.
Sayıltı 3:
Öğretim tasarımı öğretim tasarımcıları ve planlamacılar tarafından geliştirilir.
Sayıltı 4:
Planlama yapılırken, tüm öğrenenler için doyum sağlayıcı ortamların ve başarının sağlanması gerekir.
Sayıltı 5:
Öğretim Tasarımı kapsamdan çok bireye odaklaşır.
Sayıltı 6:
Öğretim Tasarımında en iyi olan tek yol yoktur.
Sayıltı 1:
Öğretim tasarım süreci hem sistematik bir yaklaşımı hem de plan üzerindeki ayrıntılarla uğraşmayı gerektirir.
Sayıltı 2:
Öğretim tasarım süreci belli bir ders geliştirme düzeyinde başlar.
Sayıltı 3:
Öğretim tasarımı öğretim tasarımcıları ve planlamacılar tarafından geliştirilir.
Sayıltı 4:
Planlama yapılırken, tüm öğrenenler için doyum sağlayıcı ortamların ve başarının sağlanması gerekir.
Sayıltı 5:
Öğretim Tasarımı kapsamdan çok bireye odaklaşır.
Sayıltı 6:
Öğretim Tasarımında en iyi olan tek yol yoktur.
7 Mart 2011 Pazartesi
Web Tabanlı Öğretim
Web – tabanlı öğretim, öğretimin uzaktaki kişilere verilmesi amacıyla web’in bir araç olarak kullanıldığı yeni bir yaklaşım olarak görülebilir. Öğretim, öğrenenin belirli amaçlara ulaşmasını kolaylaştıran faaliyetler olarak tanımlanabilir. Öğretim web üzerinde tasarlanıp yürütülmesi ciddi bir analizi gerektirir. Aşağıdaki tanım web – tabanlı öğretimi açıklar:
Web – tabanlı öğretim, öğrenimin teşvik edildiği ve desteklendiği anlamlı bir öğrenme ortamı oluşturmak için WWW üzerindeki kaynakları kullanan hipermedya tabanlı bir öğrenim programıdır.
Bir web – tabanlı öğrenme ortamı bir çok kaynağı ve desteği içermektedir. Bileşenler bir web – tabanlı öğretim sisteminin iç parçalarıdır özellikler, bir web – tabanlı öğretimin bu bileşenleri tarafından desteklenen karakteristikleridir. Bileşenler tek olarak ya da birlikte bir ya da daha fazla özelliğe katkıda bulunabilirler. Örneğin, bir web – tabanlı öğretim programında e-posta (bileşen) öğrenciler ve öğretmene asenkron iletişim (özellik) sağlayabilir. Benzer şekilde e-postalar, e-posta grupları, haber grupları konferans araçları, vs. (bileşenler) birlikte web üzerinde sanal bir topluluğun (özellik) kurulmasına yardım edebilirler. Web geliştikçe bileşenler ortaya çıkacak, aynı zamanda halihazırdaki bileşenler gelişecektir. Bunun sonucunda web – tabanlı öğretimi zenginleştirecek yeni özellikler ortaya çıkacaktır.
Web – tabanlı öğretim, öğrenimin teşvik edildiği ve desteklendiği anlamlı bir öğrenme ortamı oluşturmak için WWW üzerindeki kaynakları kullanan hipermedya tabanlı bir öğrenim programıdır.
Bir web – tabanlı öğrenme ortamı bir çok kaynağı ve desteği içermektedir. Bileşenler bir web – tabanlı öğretim sisteminin iç parçalarıdır özellikler, bir web – tabanlı öğretimin bu bileşenleri tarafından desteklenen karakteristikleridir. Bileşenler tek olarak ya da birlikte bir ya da daha fazla özelliğe katkıda bulunabilirler. Örneğin, bir web – tabanlı öğretim programında e-posta (bileşen) öğrenciler ve öğretmene asenkron iletişim (özellik) sağlayabilir. Benzer şekilde e-postalar, e-posta grupları, haber grupları konferans araçları, vs. (bileşenler) birlikte web üzerinde sanal bir topluluğun (özellik) kurulmasına yardım edebilirler. Web geliştikçe bileşenler ortaya çıkacak, aynı zamanda halihazırdaki bileşenler gelişecektir. Bunun sonucunda web – tabanlı öğretimi zenginleştirecek yeni özellikler ortaya çıkacaktır.
Yapılandırmacılık
YAPILANDIRMACILIK NEDİR?
Daha önceki yüzyıllarda bilgi kazanılacak, elde edilecek ve zihinde depolanarak kullanılacak bir şey olarak algılanıyordu. Bunun sonunda da öğrenci, kendisine bilgi aktarımının yapıldığı pasif ve edilgen durumda kalmaktaydı.
20. Yüzyılın son çeyreğinde, küreselleşme ve bilgi toplumu çağında ise bilgi aranılan, keşfedilen, anlamlandırılan ve zihinde yapılandırılan bir konuma gelmiştir. Bunun sonucunda da bilgi aktarımı yerine bilginin zihinsel süreçlerden geçerek yeniden yapılandırılması ve bu sayede yeni bilgilerin elde edilmesi önem kazanmıştır.
İlk zamanlarda öğrenenlerin bilgiyi nasıl öğrendiklerini açıklamaya çalışan yapılandırmacılık, zamanla öğrenenlerin bilgiyi zihinde nasıl yapılandırdıklarını açıklamaya çalışan bir yaklaşım halini almıştır. Öğrenme; mevcut bilgiyi ezberlemeye değil, bilgiyi zihinde yapılandırmaya, bilgiyi anlamlandırmaya, yorumlamaya, yeni durumlara transfer etmeye ve bilgide yeni bilgiler üretmeye dayanır. Öğrenen, bilgiyi her türlü yaşam problemlerini çözmede uygulamaya koyar (Perkins, 1999).
Yapılandırmacı yaklaşımda ön bilgiler önemlidir. Çünkü yeni bilgiler önceki öğrenilenlerle ilişkilendirilerek yapılandırılmaktadır. Yapılandırma önceki öğrenilen bilgilerle sonraki öğrenilen bilgilerin bütünleştirilme sürecidir.
Yapılandırmacı Kuramda Eğitim Durumları (Öğrenme-Öğretme Etkinlikleri):
A) Hedefler:
Yapılandırmacı yaklaşımı temele alan bir eğitim programının hedefleri; bireylere bilgiyi kullanma ve tüketme yerine, bilgiye nasıl ulaşacağını ve bilgiyi nasıl, nerede kullanacağını göstermeli, ayrıca bilgiden yeni bilgilere çıkabilmelerini sağlayacak nitelikte olmalıdır.
B) İçerik:
Yapılandırıcı yaklaşımda içerik öğrencilerin ön bilgilerinden hareketle yeni bilgilere ulaşmalarını sağlayacak nitelikte olmalıdır. İçerik öğrencilerin ilgilerine, tutumlarıma, öğrenme özgeçmişlerine, kalıtımsal özelliklerine uygun olmalıdır. İçerik öğrencide bilişsel ve zihinsel çelişkiler yaratmalı ve bu çelişkiler öğrenciyi düşünmeye, araştırmaya, keşfetmeye sevk etmeli; bunun sonucunda da öğrenci bilgiyi anlamlandırarak yeni bilgilere ulaşmalıdır. Yapısalcı yaklaşımda içerik probleme dayalı olarak düzenlenmelidir.
C) Eğitim Durumları:
Yapısalcı yaklaşımda eğitim durumları yani öğrenme öğretme süreçleri öğretmen merkezli değil, öğrenci merkezli olmalıdır. Öğrencinin derse katılımı desteklenmeli ve öğrenci düşünmeye, fikir üretmeye teşvik edilmeli, desteklenmelidir. Öğrenme ortamları öğrencinin bilgiyi anlamlandırmasına ve kendi zihninde yapılandırarak yeni bilgilere ulaşmasına yardımcı olmalıdır.
D) Değerlendirme:
Geleneksel anlayışta değerlendirme sürecin sonunda yapılır ve sonuca yöneliktir. Yapılandırmacı yaklaşımda ise değerlendirme süreçten ayrı değil, sürecin bir parçasıdır ve değerlendirme ürüne, performansa yöneliktir. Klasik anlayışta kullanılan değerlendirme ölçekleri; yazılı yoklamalar, sözlü yoklamalar, kısa cevaplı, çoktan seçmeli, doğru yanlış testleridir.
Geleneksel anlayışta değerlendirme sadece öğretmen tarafından yapılır. Oysa yapılandırmacı yaklaşımda değerlendirme sürecine öğrenci de katılır.
Yapılandırıcı Yaklaşımda Öğretmenin Rolü
Yapısalcı yaklaşımda öğretmen, öğrencilerin görüşlerine önem verir, öğrenci görüşleri doğrultusunda yöntem ve tekniklerini, dersin içeriğini değiştirebilir. Öğrencinin sahip olduğu mevcut bilgi, beceri, çeşitli yönleriyle kapasite ve özelliklerini iyi tanır, tanıma çalışmalarında bilimsel yöntem ve teknikleri kullanır. Açık uçlu sorularla öğrencilerin düşünmelerini, sorgulama ve soru sorma becerilerini geliştirir. Öğrencilerine öğrenmeyi ve düşünmeyi öğretir.
Grupla çalışma yöntem ve tekniklerine önem verir. Öğrenmeyi öğrencinin ilgi ve ihtiyaçları etrafında yoğunlaştırır. Öğrencilerin geniş bir bakış açısı kazanmaları için, devamlı farklı ve alternatif görüşler sunar. Öğrencilerin moral, motivasyon ve meraklarını sürekli canlı tutar.
Öğrenmenin değerlendirilmesinde sonuçtan çok, sürece önem verir, ölçme değerlendirme ölçütlerini öğrencilerle birlikte tespit eder.
Yapılandırıcı Yaklaşımda Öğrencinin Rolü
Yapılandırmacı öğrenme, öğrencinin kendi yetenekleri, güdüleri, tutumu ve tecrübelerinden edindikleri ile oluşan bir karar verme sürecidir. Öğrenmenin kontrolü bireydedir. Öğrenmeye öğretmenle birlikte yön verir. Bu yön verme sürecinde öğrencinin geçmiş yaşantıları, bakış açısı, hazır bulunuşluk düzeyi etkilidir.
Öğrenci, öğrenme sürecinde etkili olabilmek için eleştirel ve yapıcı sorular sorar, diğer öğrencilerle ve öğretmeniyle etkileşim ve iletişim içinde bulunur. Yapılandırmacılık sürecinde öğrenci öğrenmeyi kendisine sunulan şekliyle değil de, zihninde yapılandırdığı biçimi ile gerçekleştirir. Yapılandırmacılıkta öğrenci; meraklı, girişimci ve sabırlı olmalıdır.
Yapılandırıcı Yaklaşımda Velinin Rolü
Veli öğrencinin öğrenme sürecine “katılımcı gözlemci” olarak dâhil olmalıdır. Bu katılım yol gösterici, olası çözüm yollarını düşündürücü, araştırmaya yöneltici, farklı konularla ve bilgilerle bağlantı kurmaya teşvik edici sorularla öğrencinin bizzat kendi ödevini ve öğrenmesini tamamlamasını sağlayıcı sorularla olmalıdır. Sonuçta; yapılandırmacı yaklaşımla birlikte, okul yaşantıları ve gerçek hayat durumları arasındaki ilişkiler kuvvetlendirilmekte, öğrenmelerde velinin rolü de artmaktadır.
Sonuç
Eğitim öğretimde çocuklarımıza bilgiyi sadece öğretmek, hatta en kötüsü ezberletmek çağımızda önemini yitirmiştir. Önemli olan çocuklarımızın, öğretilen bilgilerden yeni bilgilere ulaşabilmeleridir. Yani çocuklarımız, öğrendikleri mevcut bilgilerden hareketle yeni bilgilere kendileri ulaşabilmelidir. İşte, yapılandırmacı yaklaşım da bu amaca hizmet etmektedir. Yapılandırmacı yaklaşım bu temel felsefe üzerine kurulmuştur
Daha önceki yüzyıllarda bilgi kazanılacak, elde edilecek ve zihinde depolanarak kullanılacak bir şey olarak algılanıyordu. Bunun sonunda da öğrenci, kendisine bilgi aktarımının yapıldığı pasif ve edilgen durumda kalmaktaydı.
20. Yüzyılın son çeyreğinde, küreselleşme ve bilgi toplumu çağında ise bilgi aranılan, keşfedilen, anlamlandırılan ve zihinde yapılandırılan bir konuma gelmiştir. Bunun sonucunda da bilgi aktarımı yerine bilginin zihinsel süreçlerden geçerek yeniden yapılandırılması ve bu sayede yeni bilgilerin elde edilmesi önem kazanmıştır.
İlk zamanlarda öğrenenlerin bilgiyi nasıl öğrendiklerini açıklamaya çalışan yapılandırmacılık, zamanla öğrenenlerin bilgiyi zihinde nasıl yapılandırdıklarını açıklamaya çalışan bir yaklaşım halini almıştır. Öğrenme; mevcut bilgiyi ezberlemeye değil, bilgiyi zihinde yapılandırmaya, bilgiyi anlamlandırmaya, yorumlamaya, yeni durumlara transfer etmeye ve bilgide yeni bilgiler üretmeye dayanır. Öğrenen, bilgiyi her türlü yaşam problemlerini çözmede uygulamaya koyar (Perkins, 1999).
Yapılandırmacı yaklaşımda ön bilgiler önemlidir. Çünkü yeni bilgiler önceki öğrenilenlerle ilişkilendirilerek yapılandırılmaktadır. Yapılandırma önceki öğrenilen bilgilerle sonraki öğrenilen bilgilerin bütünleştirilme sürecidir.
Yapılandırmacı Kuramda Eğitim Durumları (Öğrenme-Öğretme Etkinlikleri):
A) Hedefler:
Yapılandırmacı yaklaşımı temele alan bir eğitim programının hedefleri; bireylere bilgiyi kullanma ve tüketme yerine, bilgiye nasıl ulaşacağını ve bilgiyi nasıl, nerede kullanacağını göstermeli, ayrıca bilgiden yeni bilgilere çıkabilmelerini sağlayacak nitelikte olmalıdır.
B) İçerik:
Yapılandırıcı yaklaşımda içerik öğrencilerin ön bilgilerinden hareketle yeni bilgilere ulaşmalarını sağlayacak nitelikte olmalıdır. İçerik öğrencilerin ilgilerine, tutumlarıma, öğrenme özgeçmişlerine, kalıtımsal özelliklerine uygun olmalıdır. İçerik öğrencide bilişsel ve zihinsel çelişkiler yaratmalı ve bu çelişkiler öğrenciyi düşünmeye, araştırmaya, keşfetmeye sevk etmeli; bunun sonucunda da öğrenci bilgiyi anlamlandırarak yeni bilgilere ulaşmalıdır. Yapısalcı yaklaşımda içerik probleme dayalı olarak düzenlenmelidir.
C) Eğitim Durumları:
Yapısalcı yaklaşımda eğitim durumları yani öğrenme öğretme süreçleri öğretmen merkezli değil, öğrenci merkezli olmalıdır. Öğrencinin derse katılımı desteklenmeli ve öğrenci düşünmeye, fikir üretmeye teşvik edilmeli, desteklenmelidir. Öğrenme ortamları öğrencinin bilgiyi anlamlandırmasına ve kendi zihninde yapılandırarak yeni bilgilere ulaşmasına yardımcı olmalıdır.
D) Değerlendirme:
Geleneksel anlayışta değerlendirme sürecin sonunda yapılır ve sonuca yöneliktir. Yapılandırmacı yaklaşımda ise değerlendirme süreçten ayrı değil, sürecin bir parçasıdır ve değerlendirme ürüne, performansa yöneliktir. Klasik anlayışta kullanılan değerlendirme ölçekleri; yazılı yoklamalar, sözlü yoklamalar, kısa cevaplı, çoktan seçmeli, doğru yanlış testleridir.
Geleneksel anlayışta değerlendirme sadece öğretmen tarafından yapılır. Oysa yapılandırmacı yaklaşımda değerlendirme sürecine öğrenci de katılır.
Yapılandırıcı Yaklaşımda Öğretmenin Rolü
Yapısalcı yaklaşımda öğretmen, öğrencilerin görüşlerine önem verir, öğrenci görüşleri doğrultusunda yöntem ve tekniklerini, dersin içeriğini değiştirebilir. Öğrencinin sahip olduğu mevcut bilgi, beceri, çeşitli yönleriyle kapasite ve özelliklerini iyi tanır, tanıma çalışmalarında bilimsel yöntem ve teknikleri kullanır. Açık uçlu sorularla öğrencilerin düşünmelerini, sorgulama ve soru sorma becerilerini geliştirir. Öğrencilerine öğrenmeyi ve düşünmeyi öğretir.
Grupla çalışma yöntem ve tekniklerine önem verir. Öğrenmeyi öğrencinin ilgi ve ihtiyaçları etrafında yoğunlaştırır. Öğrencilerin geniş bir bakış açısı kazanmaları için, devamlı farklı ve alternatif görüşler sunar. Öğrencilerin moral, motivasyon ve meraklarını sürekli canlı tutar.
Öğrenmenin değerlendirilmesinde sonuçtan çok, sürece önem verir, ölçme değerlendirme ölçütlerini öğrencilerle birlikte tespit eder.
Yapılandırıcı Yaklaşımda Öğrencinin Rolü
Yapılandırmacı öğrenme, öğrencinin kendi yetenekleri, güdüleri, tutumu ve tecrübelerinden edindikleri ile oluşan bir karar verme sürecidir. Öğrenmenin kontrolü bireydedir. Öğrenmeye öğretmenle birlikte yön verir. Bu yön verme sürecinde öğrencinin geçmiş yaşantıları, bakış açısı, hazır bulunuşluk düzeyi etkilidir.
Öğrenci, öğrenme sürecinde etkili olabilmek için eleştirel ve yapıcı sorular sorar, diğer öğrencilerle ve öğretmeniyle etkileşim ve iletişim içinde bulunur. Yapılandırmacılık sürecinde öğrenci öğrenmeyi kendisine sunulan şekliyle değil de, zihninde yapılandırdığı biçimi ile gerçekleştirir. Yapılandırmacılıkta öğrenci; meraklı, girişimci ve sabırlı olmalıdır.
Yapılandırıcı Yaklaşımda Velinin Rolü
Veli öğrencinin öğrenme sürecine “katılımcı gözlemci” olarak dâhil olmalıdır. Bu katılım yol gösterici, olası çözüm yollarını düşündürücü, araştırmaya yöneltici, farklı konularla ve bilgilerle bağlantı kurmaya teşvik edici sorularla öğrencinin bizzat kendi ödevini ve öğrenmesini tamamlamasını sağlayıcı sorularla olmalıdır. Sonuçta; yapılandırmacı yaklaşımla birlikte, okul yaşantıları ve gerçek hayat durumları arasındaki ilişkiler kuvvetlendirilmekte, öğrenmelerde velinin rolü de artmaktadır.
Sonuç
Eğitim öğretimde çocuklarımıza bilgiyi sadece öğretmek, hatta en kötüsü ezberletmek çağımızda önemini yitirmiştir. Önemli olan çocuklarımızın, öğretilen bilgilerden yeni bilgilere ulaşabilmeleridir. Yani çocuklarımız, öğrendikleri mevcut bilgilerden hareketle yeni bilgilere kendileri ulaşabilmelidir. İşte, yapılandırmacı yaklaşım da bu amaca hizmet etmektedir. Yapılandırmacı yaklaşım bu temel felsefe üzerine kurulmuştur
6 Mart 2011 Pazar
BDE (Bilgisayar Destekli Öğretim)
Bilgisayar destekli öğretim, öğrencilerin programlı öğrenme materyalleri ile bilgisayar kullanarak etkileşimde bulunduğu, diğer bir deyişle bilgisayar programları aracılığı ile öğrenmeyi gerçekleştirdiği, öğrenmelerini izleyip kendi kendini değerlendirebildiği bir öğretim biçimidir.
Bilgisayar destekli öğretim sırasında, öğrenci bilgisayar etkileşimi, diğer programlı öğretim materyallerine göre daha eğlenceli ve öğrenciye daha somut yaşantılar kazandıracak nitelikte olabilir.
Öğrenci için, tek başına bilgisayar kullanmak bile ilgi çekici olabilir. Ayrıca kişisel bilgisayarı öğrenciye bilgisayar, yazılı olarak yada sözel olarak “Günaydın Ayşe! Dün çok iyi çalıştın. Bakalım bu gün neler yapacaksın? Hazır mısın?” gibi onu çalışmaya isteklendirici etkileşimi sağlayabilir.
Bilgisayar, sadece öğretim materyali olarak değil, materyalin ne derece iyi öğrenebildiğini belirlemek için de kullanılabilir. Programı tamamladıktan sonra, bilgisayar öğrenciye erişi testi uygulayarak öğrencinin geçme derecesini belirleyebilir. Puanını, aldığı diğer programlardaki puanlarla karşılaştırabilir.
Sonuç olarak bilgisayar, sadece öğrenme sürecine alında dönüt vermez; erişi testi sonuçlarını anında öğretmen ve öğrenciye duyurur. Öğretmen, öğrencinin performans düzeyine göre öğretim materyalinin ne derece etkili olduğunu, hangi düzeltme önlemlerini alması gerektiğini belirleyebilir. Bütün bunları, geleneksel yöntemle öğretimin yapıldığı durumlarda gerçekleştirmek oldukça güçtür.
Bilgisayar destekli öğretim, anında pekiştirme, dönüt sağlayarak, dikkat çekici, heyecanlı gösterilerle oyun ortamı yaratarak öğrenciyi öğrenmeye güdülemektedir. Bilgisayar destekli öğretimin öğrenmeyi, geleneksel öğretimden çok daha kısa sürede sağladığına ilişkin birçok araştırma bulgusu vardır.(Linskie, 1977, Bulunduğu kaynak: Hergenhahn, 1988)
Bilgisayar destekli öğretimin öğrenci başarısındaki etkisini araştırmak üzere yapılan çalışmalar, genellikle bilgisayar destekli öğretimin öğrenci başarısını yükselttiğini göstermektedir. Ancak bilgisayar destekli öğretim, düzenli sınıf öğretimine ek olarak uygulandığında öğrenci başarısını yükselttiği, tamamen sınıf öğretmeninin yerini aldığı durumlarda ise başarıda çok az etkili olduğu ve tutarlı bir etkililik de göstermediği gözlenmektedir. ( Billing 1983; Atkinson 1984; Kullik ve diğerleri 1984)
Bilgisayar destekli öğretim en güçlü etkisini düşük başarılı öğrenciler üstünde göstermektedir (Slavin 1986). Bu durumun nedeni ise açıktır: Bilgisayar destekli öğretim, öğrencinin kendi hızıyla ilerlemesine olanak vermekte; Öğretimi bireyselleştirerek öğrencinin düzeyine uygun seçenekli öğrenme yolları sunabilmektedir. Ayrıca ilkokul çağları için de bilgisayarın kendisi ilgi çekici, oyun ortamı yaratan bir araç olduğundan daha etkili öğrenmeyi sağlayabilir.
Özetle bilgisayar destekli öğretim programları şu ortak özelliklere sahiptirler:
-Yapılandırılmış bir eğitim programını kullanırlar.( Öğretim sonunda ulaşılacak hedefler ve hedeflerin davranış tanımlarının yapılması, Öğretme-öğrenme ve ölçme-değerlendirme etkinliklerinin planlanması gerekir.)
-Öğrencinin kendi öğrenme hızıyla ilerlemesine imkan verir.
-Öğrenciye anında dönüt vererek pekiştirme yaparak öğrencinin öğrenmelerini kontrol etmelerini sağlar.
-Öğrencinin öğrenmedeki eksik ve yanlışlarını seçenekli yolarla anında düzeltmesini sağlar.
-Öğrencinin program sonundaki performansını hızlıca ölçüp, öğrenciye performansı hakkında kısa sürede bilgi verir.
-Bilgisayarla öğretim programlarının hazırlanması dört temel işlemi ve basamağı gerektirmektedir:
-Öğretilecek konuların analiz edilerek bilgilerin birimlere ayrılması ve bunların bir sistem içinde düzenlenmesi,
-Bilgi birimlerinin her birisinin bir kavramı, bir ilkeyi veya bir kuralı içerecek şekilde yazılması,
-Hazırlanan her maddenin, öğrenilme hızının bellekte kalma süresinin ve bilgi hacmi bakımından etkinliğinin ölçülmesi ve değerlendirilmesi,
-Bilgisayarla insan arasında diyalogun gerçekleştirilmesi için kullanılan dilin konuşulan dile yakın olması ve kuralların basitleştirilmesi.
TÜRKİYE’DE ÖRGÜN EĞİTİMDE BDÖ UYGULAMALARI
Türkiye’de örgün eğitimde bilgisayar eğitimine yönelik çalışmalar, 1984 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen “yeni enformasyon ve iletişim teknolojisi” çalışmaları çerçevesinde 1100 mikro bilgisayarın orta öğretim kurumlarına alınmasıyla başlamıştır. Daha sonra özellikle orta öğretim düzeyinde, bilgisayar eğitiminden ziyade, diğer ülkelerde olduğu gibi bilgisayarın bir eğitim aracı olarak kullanıldığı ”bilgisayar destekli eğitimde kullanılma çalışmaları başlatılmıştır.
1985-1986 öğretim yılından itibaren 101 orta dereceli okula, bir tanesi öğretmene 10 tanesi öğrenciye olmak üzere toplam 1111 adet bilgisayar sağlanmıştır. Her okulda iki öğretmen 5 hafta süre ile hizmetiçi eğitim kurslarına alınarak yetiştirilmiştir.
Ticaret, Turizm-Otelcilik okullarında başlatılan çalışmada 13 okula, 10 ar adet olmak üzere toplam 130 adet bilgisayar dağıtılmıştır. Öğretmenlerin hizmetiçi eğitimi tüm okullara yaygınlaştırılmış, 3 saatlik bilgisayar dersi her okula konmuştur.
1988-1989 yılından itibaren Ticaret ve Teknik Eğitimle ilgili orta dereceli okullarda Dünya Bankası kredisiyle başlatılan “Endüstriyel Okullar Projesi çerçevesinde 805 bilgisayar kullanılmaya başlamıştır. Bilgisayar donanımcılığı bakım ve onarım konularında yazılım kullanımı konusuna da ağırlık verilmiş ve iki önemli yazılım paketi satın alınmıştır.
1989-1991 yıllarında bilgisayarla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nca yapılan eğitim ve öğretim faaliyetlerini dört ana başlık altında toplamak mümkündür.
Öncelik ve ağırlık sırasıyla;
müfredat programları, yazılım, öğretmen eğitimi, donanım, bakım ve onarım
Bilgisayar destekli öğretim sırasında, öğrenci bilgisayar etkileşimi, diğer programlı öğretim materyallerine göre daha eğlenceli ve öğrenciye daha somut yaşantılar kazandıracak nitelikte olabilir.
Öğrenci için, tek başına bilgisayar kullanmak bile ilgi çekici olabilir. Ayrıca kişisel bilgisayarı öğrenciye bilgisayar, yazılı olarak yada sözel olarak “Günaydın Ayşe! Dün çok iyi çalıştın. Bakalım bu gün neler yapacaksın? Hazır mısın?” gibi onu çalışmaya isteklendirici etkileşimi sağlayabilir.
Bilgisayar, sadece öğretim materyali olarak değil, materyalin ne derece iyi öğrenebildiğini belirlemek için de kullanılabilir. Programı tamamladıktan sonra, bilgisayar öğrenciye erişi testi uygulayarak öğrencinin geçme derecesini belirleyebilir. Puanını, aldığı diğer programlardaki puanlarla karşılaştırabilir.
Sonuç olarak bilgisayar, sadece öğrenme sürecine alında dönüt vermez; erişi testi sonuçlarını anında öğretmen ve öğrenciye duyurur. Öğretmen, öğrencinin performans düzeyine göre öğretim materyalinin ne derece etkili olduğunu, hangi düzeltme önlemlerini alması gerektiğini belirleyebilir. Bütün bunları, geleneksel yöntemle öğretimin yapıldığı durumlarda gerçekleştirmek oldukça güçtür.
Bilgisayar destekli öğretim, anında pekiştirme, dönüt sağlayarak, dikkat çekici, heyecanlı gösterilerle oyun ortamı yaratarak öğrenciyi öğrenmeye güdülemektedir. Bilgisayar destekli öğretimin öğrenmeyi, geleneksel öğretimden çok daha kısa sürede sağladığına ilişkin birçok araştırma bulgusu vardır.(Linskie, 1977, Bulunduğu kaynak: Hergenhahn, 1988)
Bilgisayar destekli öğretimin öğrenci başarısındaki etkisini araştırmak üzere yapılan çalışmalar, genellikle bilgisayar destekli öğretimin öğrenci başarısını yükselttiğini göstermektedir. Ancak bilgisayar destekli öğretim, düzenli sınıf öğretimine ek olarak uygulandığında öğrenci başarısını yükselttiği, tamamen sınıf öğretmeninin yerini aldığı durumlarda ise başarıda çok az etkili olduğu ve tutarlı bir etkililik de göstermediği gözlenmektedir. ( Billing 1983; Atkinson 1984; Kullik ve diğerleri 1984)
Bilgisayar destekli öğretim en güçlü etkisini düşük başarılı öğrenciler üstünde göstermektedir (Slavin 1986). Bu durumun nedeni ise açıktır: Bilgisayar destekli öğretim, öğrencinin kendi hızıyla ilerlemesine olanak vermekte; Öğretimi bireyselleştirerek öğrencinin düzeyine uygun seçenekli öğrenme yolları sunabilmektedir. Ayrıca ilkokul çağları için de bilgisayarın kendisi ilgi çekici, oyun ortamı yaratan bir araç olduğundan daha etkili öğrenmeyi sağlayabilir.
Özetle bilgisayar destekli öğretim programları şu ortak özelliklere sahiptirler:
-Yapılandırılmış bir eğitim programını kullanırlar.( Öğretim sonunda ulaşılacak hedefler ve hedeflerin davranış tanımlarının yapılması, Öğretme-öğrenme ve ölçme-değerlendirme etkinliklerinin planlanması gerekir.)
-Öğrencinin kendi öğrenme hızıyla ilerlemesine imkan verir.
-Öğrenciye anında dönüt vererek pekiştirme yaparak öğrencinin öğrenmelerini kontrol etmelerini sağlar.
-Öğrencinin öğrenmedeki eksik ve yanlışlarını seçenekli yolarla anında düzeltmesini sağlar.
-Öğrencinin program sonundaki performansını hızlıca ölçüp, öğrenciye performansı hakkında kısa sürede bilgi verir.
-Bilgisayarla öğretim programlarının hazırlanması dört temel işlemi ve basamağı gerektirmektedir:
-Öğretilecek konuların analiz edilerek bilgilerin birimlere ayrılması ve bunların bir sistem içinde düzenlenmesi,
-Bilgi birimlerinin her birisinin bir kavramı, bir ilkeyi veya bir kuralı içerecek şekilde yazılması,
-Hazırlanan her maddenin, öğrenilme hızının bellekte kalma süresinin ve bilgi hacmi bakımından etkinliğinin ölçülmesi ve değerlendirilmesi,
-Bilgisayarla insan arasında diyalogun gerçekleştirilmesi için kullanılan dilin konuşulan dile yakın olması ve kuralların basitleştirilmesi.
TÜRKİYE’DE ÖRGÜN EĞİTİMDE BDÖ UYGULAMALARI
Türkiye’de örgün eğitimde bilgisayar eğitimine yönelik çalışmalar, 1984 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen “yeni enformasyon ve iletişim teknolojisi” çalışmaları çerçevesinde 1100 mikro bilgisayarın orta öğretim kurumlarına alınmasıyla başlamıştır. Daha sonra özellikle orta öğretim düzeyinde, bilgisayar eğitiminden ziyade, diğer ülkelerde olduğu gibi bilgisayarın bir eğitim aracı olarak kullanıldığı ”bilgisayar destekli eğitimde kullanılma çalışmaları başlatılmıştır.
1985-1986 öğretim yılından itibaren 101 orta dereceli okula, bir tanesi öğretmene 10 tanesi öğrenciye olmak üzere toplam 1111 adet bilgisayar sağlanmıştır. Her okulda iki öğretmen 5 hafta süre ile hizmetiçi eğitim kurslarına alınarak yetiştirilmiştir.
Ticaret, Turizm-Otelcilik okullarında başlatılan çalışmada 13 okula, 10 ar adet olmak üzere toplam 130 adet bilgisayar dağıtılmıştır. Öğretmenlerin hizmetiçi eğitimi tüm okullara yaygınlaştırılmış, 3 saatlik bilgisayar dersi her okula konmuştur.
1988-1989 yılından itibaren Ticaret ve Teknik Eğitimle ilgili orta dereceli okullarda Dünya Bankası kredisiyle başlatılan “Endüstriyel Okullar Projesi çerçevesinde 805 bilgisayar kullanılmaya başlamıştır. Bilgisayar donanımcılığı bakım ve onarım konularında yazılım kullanımı konusuna da ağırlık verilmiş ve iki önemli yazılım paketi satın alınmıştır.
1989-1991 yıllarında bilgisayarla ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nca yapılan eğitim ve öğretim faaliyetlerini dört ana başlık altında toplamak mümkündür.
Öncelik ve ağırlık sırasıyla;
müfredat programları, yazılım, öğretmen eğitimi, donanım, bakım ve onarım
Bilgisayar ve Eğitim
Bilgisayarlar ve Eğitimde Kullanımı
Kullanmayı bilsek de bilmesek de bilgisayarlar günlük hayatımıza iyice girdi. Her yerde onlar var, artık. Okulda, bankada, evde, televizyon programlarında, iş yerlerinde ve sayamayacağımız bir çok yerde.
Bilgisayarın temel birimi mikroişlemcidir. Mikroişlemciler ise çamaşır makinesinden telefona, robotlardan hesap makinesine, telefondan bilgisayara kadar, sayamayacağımız kadar her yere girdiler.
Bilgisayarlar, günlük hayatımızı şöyle ya da böyle etkiliyorlar. Bizler de kullanıyoruz. İlk bilgisayarı herkes gibi biz de ilkokulda kullandık.
Sakın kullanmadık demeyin. Sayı saymaya başladığımızda kullandığımız sayı boncuğu (Abak ya da Abaküs) ilk bilgisayardan sayılmaktadır. Bugünkü aşamaya gelene dek çok uzun süre geçti.
Eğitim kurumlarında özel olarak bilgisayarın kullanımın aşamaları ise şu şekilde sıralanabilir (Özden, 2003):
1950’li yıllarda bilgisayarlar büyük üniversitelerin yönetimsel amaçlı kullanımları ile eğitim kurumlarına girmiştir.
1960’larda bilgisayar temelli öğretim programlarının geliştirilmesi çalışmaları başlatılmıştır. Bu projelerden birisi de PLATO’dur.
1970’li yıllarda daha fazla sayıda okul bilgisayarları idari amaçlı olarak kullanmaya başlamıştır.
1972 yılında TICCIT(Zaman Paylaşımlı ve Etkileşimli Bilgisayar Kontrollü Öğretici Televizyon) sistemi geliştirilmeye başlanmıştır.
1970lerden sonra internetin gelişimi ile kişisel bilgisayardan, ağ sistemlerine ve internete doğru bir yönelim başlamıştır.
Türkiye’nin de 1993 yılında dahil olduğu internet omurgası NFSNET ağ omurgasına ülkelerin hızla katılması ve çok hızlı artan ve bir teknoloji yarışının başlaması ile yeni bir döneme girilmiştir.
Kullanmayı bilsek de bilmesek de bilgisayarlar günlük hayatımıza iyice girdi. Her yerde onlar var, artık. Okulda, bankada, evde, televizyon programlarında, iş yerlerinde ve sayamayacağımız bir çok yerde.
Bilgisayarın temel birimi mikroişlemcidir. Mikroişlemciler ise çamaşır makinesinden telefona, robotlardan hesap makinesine, telefondan bilgisayara kadar, sayamayacağımız kadar her yere girdiler.
Bilgisayarlar, günlük hayatımızı şöyle ya da böyle etkiliyorlar. Bizler de kullanıyoruz. İlk bilgisayarı herkes gibi biz de ilkokulda kullandık.
Sakın kullanmadık demeyin. Sayı saymaya başladığımızda kullandığımız sayı boncuğu (Abak ya da Abaküs) ilk bilgisayardan sayılmaktadır. Bugünkü aşamaya gelene dek çok uzun süre geçti.
Eğitim kurumlarında özel olarak bilgisayarın kullanımın aşamaları ise şu şekilde sıralanabilir (Özden, 2003):
1950’li yıllarda bilgisayarlar büyük üniversitelerin yönetimsel amaçlı kullanımları ile eğitim kurumlarına girmiştir.
1960’larda bilgisayar temelli öğretim programlarının geliştirilmesi çalışmaları başlatılmıştır. Bu projelerden birisi de PLATO’dur.
1970’li yıllarda daha fazla sayıda okul bilgisayarları idari amaçlı olarak kullanmaya başlamıştır.
1972 yılında TICCIT(Zaman Paylaşımlı ve Etkileşimli Bilgisayar Kontrollü Öğretici Televizyon) sistemi geliştirilmeye başlanmıştır.
1970lerden sonra internetin gelişimi ile kişisel bilgisayardan, ağ sistemlerine ve internete doğru bir yönelim başlamıştır.
Türkiye’nin de 1993 yılında dahil olduğu internet omurgası NFSNET ağ omurgasına ülkelerin hızla katılması ve çok hızlı artan ve bir teknoloji yarışının başlaması ile yeni bir döneme girilmiştir.
Bilişsel Psikoloji
Bilişsel Psikoloji
1960’lardan sonra ortaya çıkan bilişsel (cognitive) psikoloji, algılama, bellek ve düşünme gibi zihinsel süreçleri inceler; bireyin kendini ve fiziksel-toplumsal çevreyi algılama biçimi, inançları ve tutumları üzerinde durur.
Bilişsel Yaklaşım
Bilim ve biliş (cognition) olguları hep insanın ilgisini çekmiş, değişik yaklaşımların konusu olmuştur. Bilgi edinme ve bilinçli duruma gelme sürecinin öğrenme, davranış üzerindeki etkileri psikolojinin konusunu oluşturur. Çağdaş biliş anlayışında iki yaklaşım göze çarpar.
Bunlardan biri Bilgi işlemi yaklaşımdır. Bunda düşünceyi ve usavurma (akıl yürütme) süreçlerini açıklamak amaçtır. Bu yaklaşım insan zihnini çeşitli programlara göre bilgi edinmek, bilgiyi işlemek, depolamak ve kullanmak üzere tasarlanmış gelişkin bir bilgisayar sistemi olarak ele alır.
Diğer yaklaşım Jean Piaget'nin çalışmalarına dayanan yaklaşımdır. Gelişme psikolojisi alanındaki çalışmaları ile tanınan Piaget, çocuğun yetişkinliğe değin bir dizi zihinsel gelişim evrelerinden geçtiğini savunmuştur. Piaget, çocukta dört gelişim evresi saptamıştır. Piaget'nin gelişme ile ilgili görüşleri eğitim anlayışında değişiklikler getirmiştir. Belli kavramların özümlenebilmesi için zihinsel gelişmede belli aşamaların tamamlanmış olmasının gereği anlaşılmıştır. Öğretmenin görevi çocuğa yalnızca bilgi aktarmak değil, ona dünyayı keşfetmesinde rehberlik etmektir. ABD'li psikolog ve eğitimci Jerame S. Bruner, küçük çocuklarda algı, öğrenme, bellek gibi biliş biçimleri konularındaki çalışmaları ile eğitim anlayışında etkili olmuştur. Çalışmaları, ders programlarının yeniden düzenlenmesini sağlamıştır.
Bruner'e göre; bütün çocuklarda doğal bir merak ve değişik konulara ilgi vardır. Hangi gelişim amacında olursa olsun her çocuğa uygun biçimde verilmesi koşuluyla her konuyu öğretmek mümkündür.
Psikolojide bilişsel teori, davranışların açıklanmasında düşünce, beklenti, tutum, şema, prototip, temsil, atıf ve benzeri içsel süreçleri temel alan teorik bir perspektiftir. Bu yaklaşımın temel anlayışına göre insanlar çevrelerinde karşılaştıkları uyaranların algılanmasında ve yorumlanmasında aktiftirler.
Bu başlık altında, birbirinden az çok farklı çeşitli model ve yaklaşımlar yer almaktadır. Bunlar arasında en önemlileri geştalt teori, fenomenoloji, alan teorisi, bilgi-işlem teorisi olarak belirtilebilir.
Bilişsel yaklaşım, bireylerin benzer uyaranlar karşısında farklı tepkilerini anlamamızı sağlamaktadır. Örneğin bir sınavdan aynı notu alan iki öğrenciden birinin hoşnut olması, diğerinin olmaması, notu veya uyaranın objektif özelliklerini dikkate alan yaklaşımlara göre anlaşılmaz bir tepki gibi görünmektedir; ancak bu olgu, sınav notunun bireyler tarafından algılanmasını ve sınavın bireyler için anlamını öne çıkaran bilişsel yaklaşım çerçevesinde rahatlıkla açıklanabilmektedir.
1960’lardan sonra ortaya çıkan bilişsel (cognitive) psikoloji, algılama, bellek ve düşünme gibi zihinsel süreçleri inceler; bireyin kendini ve fiziksel-toplumsal çevreyi algılama biçimi, inançları ve tutumları üzerinde durur.
Bilişsel Yaklaşım
Bilim ve biliş (cognition) olguları hep insanın ilgisini çekmiş, değişik yaklaşımların konusu olmuştur. Bilgi edinme ve bilinçli duruma gelme sürecinin öğrenme, davranış üzerindeki etkileri psikolojinin konusunu oluşturur. Çağdaş biliş anlayışında iki yaklaşım göze çarpar.
Bunlardan biri Bilgi işlemi yaklaşımdır. Bunda düşünceyi ve usavurma (akıl yürütme) süreçlerini açıklamak amaçtır. Bu yaklaşım insan zihnini çeşitli programlara göre bilgi edinmek, bilgiyi işlemek, depolamak ve kullanmak üzere tasarlanmış gelişkin bir bilgisayar sistemi olarak ele alır.
Diğer yaklaşım Jean Piaget'nin çalışmalarına dayanan yaklaşımdır. Gelişme psikolojisi alanındaki çalışmaları ile tanınan Piaget, çocuğun yetişkinliğe değin bir dizi zihinsel gelişim evrelerinden geçtiğini savunmuştur. Piaget, çocukta dört gelişim evresi saptamıştır. Piaget'nin gelişme ile ilgili görüşleri eğitim anlayışında değişiklikler getirmiştir. Belli kavramların özümlenebilmesi için zihinsel gelişmede belli aşamaların tamamlanmış olmasının gereği anlaşılmıştır. Öğretmenin görevi çocuğa yalnızca bilgi aktarmak değil, ona dünyayı keşfetmesinde rehberlik etmektir. ABD'li psikolog ve eğitimci Jerame S. Bruner, küçük çocuklarda algı, öğrenme, bellek gibi biliş biçimleri konularındaki çalışmaları ile eğitim anlayışında etkili olmuştur. Çalışmaları, ders programlarının yeniden düzenlenmesini sağlamıştır.
Bruner'e göre; bütün çocuklarda doğal bir merak ve değişik konulara ilgi vardır. Hangi gelişim amacında olursa olsun her çocuğa uygun biçimde verilmesi koşuluyla her konuyu öğretmek mümkündür.
Psikolojide bilişsel teori, davranışların açıklanmasında düşünce, beklenti, tutum, şema, prototip, temsil, atıf ve benzeri içsel süreçleri temel alan teorik bir perspektiftir. Bu yaklaşımın temel anlayışına göre insanlar çevrelerinde karşılaştıkları uyaranların algılanmasında ve yorumlanmasında aktiftirler.
Bu başlık altında, birbirinden az çok farklı çeşitli model ve yaklaşımlar yer almaktadır. Bunlar arasında en önemlileri geştalt teori, fenomenoloji, alan teorisi, bilgi-işlem teorisi olarak belirtilebilir.
Bilişsel yaklaşım, bireylerin benzer uyaranlar karşısında farklı tepkilerini anlamamızı sağlamaktadır. Örneğin bir sınavdan aynı notu alan iki öğrenciden birinin hoşnut olması, diğerinin olmaması, notu veya uyaranın objektif özelliklerini dikkate alan yaklaşımlara göre anlaşılmaz bir tepki gibi görünmektedir; ancak bu olgu, sınav notunun bireyler tarafından algılanmasını ve sınavın bireyler için anlamını öne çıkaran bilişsel yaklaşım çerçevesinde rahatlıkla açıklanabilmektedir.
Öğretim Tasarımında Önemli Kavramlar
Öğretim Tasarımı Nedir?
•Tasarım, eğitim içinde öğrenme-öğretme ortamlarının planlanması, organize edilmesi ve uygulanması faaliyetlerinde etkili olarak kullanılmaktadır.
•Bu faaliyetlerin adı eğitim içinde "öğretim tasarımı" (instructional design) olarak bilinmektedir.
Bir Süreç Olarak Öğretim Tasarımı
•Öğretim tasarımı öğretimin kalitesini garanti altına almak adına öğrenme ve öğretim kuramlarının işe koşulduğu sistematik bir gelişimdir.
•Öğrenme ihtiyaç ve hedeflerinin analiz edilmesi ve bunların karşılanması adına bir sistem geliştirilmesi sürecinin tamamıdır.
•Ayrıca, Öğretim tasarımı öğretim etkinlik ve materyallerinin geliştirilmesi, denenmesi ve değerlendirilmesini de içerir.
Bir Bilim Dalı Olarak Öğretim Tasarımı
•Öğretim tasarımı öğretim stratejileri hakkında geliştirilmiş kuram ve yapılmış araştırmalarla ilgilenen bilim dalıdır.
•Ayrıca, Öğretim tasarımı bu stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanması ile de ilgilenir.
Genel Tasarım Modeli

Analiz Basamağı;
•Genel olarak hedef-davranışlar, öğrencinin özellikleri, çevre şartları ve var olan fırsatlar belirlendikten sonra değerlendirme çalışmaları yapılır.
•Bunun yanında, öğretim için var olan kaynaklarda belirlenir.
Tasarım Basamağı;
•Eğitim-öğretim ortamında hedef ve davranışları gerçekleştirecek olan faaliyetler planlanır ve organize edilir.
•Bu basamakta, bütün öğretim ortamının özellikleri hedef ve çevre şartlarına göre değerlendirilir.
•Daha sonra, bu özelliklere uygun olan öğrenme-öğretme faaliyetleri belirlenir.
Geliştirme Basamağı;
•Eğitim-öğretim için tasarlanan faaliyetler uygun hale gelinceye kadar geliştirme çalışmaları yapılır.
Uygulama Basamağı;
•Öğretim tasarımları uygun şartlar ve çevre belirlendikten sonra uygulama çalışmaları yapılır.
•Öğrenme-öğretme faaliyetleri hedef ve davranışlara uygun olarak öğrenme ortamlarında uygulanmaya başlanır.
•Öğretim uygulamaları dikkatli ve hatasız bir biçimde yapılması gerekmektedir.
•Uygulamada yapılacak bir hata bundan sonraki basamakta yapılacak faaliyetleri etkileyebilir.
Değerlendirme Basamağı;
•Yapılan bütün öğretim tasarımı faaliyetleri belirlenen hedef ve davranışları gerçekleştirme bakımından yorumlanır.
•Aksaklıklar var ise ortaya çıkarılarak ilgili basamağa gönderilir.
•Bu gönderme faaliyeti, elde edilen ürünlerde hiçbir hata meydana gelmeyene kadar devam eder.
•Bu basamakta, temel olarak raporlama ve öğretim hatalarının düzeltilme çalışmaları yapılır.
•Tasarım, eğitim içinde öğrenme-öğretme ortamlarının planlanması, organize edilmesi ve uygulanması faaliyetlerinde etkili olarak kullanılmaktadır.
•Bu faaliyetlerin adı eğitim içinde "öğretim tasarımı" (instructional design) olarak bilinmektedir.
Bir Süreç Olarak Öğretim Tasarımı
•Öğretim tasarımı öğretimin kalitesini garanti altına almak adına öğrenme ve öğretim kuramlarının işe koşulduğu sistematik bir gelişimdir.
•Öğrenme ihtiyaç ve hedeflerinin analiz edilmesi ve bunların karşılanması adına bir sistem geliştirilmesi sürecinin tamamıdır.
•Ayrıca, Öğretim tasarımı öğretim etkinlik ve materyallerinin geliştirilmesi, denenmesi ve değerlendirilmesini de içerir.
Bir Bilim Dalı Olarak Öğretim Tasarımı
•Öğretim tasarımı öğretim stratejileri hakkında geliştirilmiş kuram ve yapılmış araştırmalarla ilgilenen bilim dalıdır.
•Ayrıca, Öğretim tasarımı bu stratejilerin geliştirilmesi ve uygulanması ile de ilgilenir.
Genel Tasarım Modeli
Analiz Basamağı;
•Genel olarak hedef-davranışlar, öğrencinin özellikleri, çevre şartları ve var olan fırsatlar belirlendikten sonra değerlendirme çalışmaları yapılır.
•Bunun yanında, öğretim için var olan kaynaklarda belirlenir.
Tasarım Basamağı;
•Eğitim-öğretim ortamında hedef ve davranışları gerçekleştirecek olan faaliyetler planlanır ve organize edilir.
•Bu basamakta, bütün öğretim ortamının özellikleri hedef ve çevre şartlarına göre değerlendirilir.
•Daha sonra, bu özelliklere uygun olan öğrenme-öğretme faaliyetleri belirlenir.
Geliştirme Basamağı;
•Eğitim-öğretim için tasarlanan faaliyetler uygun hale gelinceye kadar geliştirme çalışmaları yapılır.
Uygulama Basamağı;
•Öğretim tasarımları uygun şartlar ve çevre belirlendikten sonra uygulama çalışmaları yapılır.
•Öğrenme-öğretme faaliyetleri hedef ve davranışlara uygun olarak öğrenme ortamlarında uygulanmaya başlanır.
•Öğretim uygulamaları dikkatli ve hatasız bir biçimde yapılması gerekmektedir.
•Uygulamada yapılacak bir hata bundan sonraki basamakta yapılacak faaliyetleri etkileyebilir.
Değerlendirme Basamağı;
•Yapılan bütün öğretim tasarımı faaliyetleri belirlenen hedef ve davranışları gerçekleştirme bakımından yorumlanır.
•Aksaklıklar var ise ortaya çıkarılarak ilgili basamağa gönderilir.
•Bu gönderme faaliyeti, elde edilen ürünlerde hiçbir hata meydana gelmeyene kadar devam eder.
•Bu basamakta, temel olarak raporlama ve öğretim hatalarının düzeltilme çalışmaları yapılır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)